Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Paris St. Germain’deki Karşıyakalı: Lemi Yerli

KSK’de yetişti, 1950'lerin Paris St. Germain’inde oynadı. UEFA Kupası'nın yaratıcısıyla çalıştı. Sorbonne'lu bir futbolcuydu.  Sakatlanınca sahalara veda etti ama memleketinden hiç kopmadı. Karşıyaka'nın simgelerindendi, KSK Divan Kurulu İkinci Başkanlığı yaptı. 2  Aralık 2015'te, 89 yaşında kaybettiğimiz Kamuran Lemi Yerli, 2009'da yaptığımız röportajda anlatmıştı hikayesini.  Öyle bir hikaye ki Göztepe ile Karşıyaka'nın (ezeli sandığımız) rekabetinin nedeni... Lemi Yerli,  KSK’yi mahalli ligden ikinci lige çıkarmasaydı Göztepe - Kaf Kaf rekabetinin olaylı 1981 maçı oynanamazdı.  Kamuran Lemi Yerli Hafta içi her gün 15.00-17.00 saatleri arasında Karşıyaka Spor Kulübü (KSK) Tenis Şubesi Lokali’nde bir tarih canlanırdı. Taze demlenmiş çaylar eşliğinde kâh geçmişi yâd eder kâh günün tadını çıkarırlardı. Onların her biri –Tahir Türetken’ler, Lemi Yerli’ler- KSK tarihini oluşturanlar... Karşıyaka’nın bir ada-kent gibi olduğu günlerden geliyorl
En son yayınlar

“Mültecilerin dili olmak zorundaydım”

Cezayir asıllı Fransız gazeteci, yazar, şair Fadéla Chaïm-Allami, bir grup İzmirli yazar olarak 2018’de yayınlanan ortak öykü kitabımız  Yakından Geçen Mülteci Öyküler ’de bir makalesiyle yer almıştı. Bu yaz İzmir’e konuk olan yazar, farklı kültürlerin birbirini nasıl anlayabileceği üzerine düşündürdü bizi. Dil varlığın evidir, insan onun barınağında barınır. Düşünürler ve şairler bu barınağın muhafızlarıdır der, Martin Heidegger. Doğulu metinlere ve düşünürlere büyük ilgi duyar, Doğu dünyasını anlamak için sürekli diyalogdan yana olmuştur Alman filozof. Bir Batılı olarak, Batılı ve Doğuluların, farklı diller yani farklı evler içinde birbirini nasıl anladığına kafa yorandır. Bir Doğulu, bir Batı dilinin içinden anlatınca evsizliği, yurtsuzluğu; Heidegger’den türeyen sorular çıkageldi. Cezayir asıllı yazar Fadéla Chaïm-Allami, Fransızcayı nasıl olmuş da evi bellemişti? Cevabını dünyanın en eski dramlarından biri veriyordu: Mültecilik. Gazeteci, yazar, şair Fadéla Chaïm-Al

Uğur Mumcu cesaretiyle yaşamak*

GAZETECİLİK VE KİŞİSEL BİR BAŞLANGIÇ ·           Bu metni hazırlama nedenim üzerine düşünürken gazetecilik adına benzer kaygıları yaşadığımızı bildiğim pek ç ok meslek büyüğümü, meslektaşımı düşündüm. Şöyle dedim kendime: Aramızdan bazılarımızın, bazen hepimiz adına bir ses olması gerekiyor. Sen şimdi bu sessin. Mesleğin adına, meslektaşların adına konuş! Sosyal medyadan bu etkinliğin duyurusunu da öyle yaptım. Dedim ki; “Gümbür gümbür yok olup giden bir meslek adına kaygılarımızı dillendirmeye, Uğur Mumcu'nun gazetecilik cesaretinin hepimize bulaşmasını dilemeye gidiyorum. Dilim döndüğünce, elimden geldiğince...” Bu mesleğ e, tam da U ğ ur Mumcu ’nun katledildiği yılın sonunda, katledildiği yerde, Ankara’da başladım. Mumcu öldürüldüğünde Ankara Ü niversitesi İletişim Fakültesi’nde ikinci sınıf öğrencisiydim. Sömestr tatilindeydik, pazar günüydü. İzmir’de, evdeydim. Televizyonda Halit Kıvanç’ın programı vardı, birden kırmızı şeritli bir alt yazı acele acele, süre

Medyadan çok ses çıkıyor, duyuyor musunuz?

Kalemin düşüşü çok ses çıkarır. Çarpmanın etkisinden midir sesin yankısından mı; kalem parçalanınca söz kırılır, hikâyeler dökülür. Ki onlar, dünya var olduğundan bu yana parmağımızın rehberliğinde yazılanlardır. Toprağa, kuma çizdiklerimiz; mağara duvarlarına, kil tabletlere, taşa yonttuklarımız ile başlayan kadim bir düşünce, duygu ve bilgi tarihidir. Kalemin icadından çok önce birikmeye başlayanlardır.  İnsan bu... Koldan bacaktan, iç organlardan olduğu kadar hikâyesinden de müteşekkil. Yazıp çizdikleri de bir uzvu onun. Parmağını kalem bellemesinden belli... Çiviyle tabletlere, taşlara resimler yontmadan evvel toprağa, kuma şekiller çizdiği parmakları meğer o sebepten bugün, klavyeyle dans etmekte. Bedeni gibi sözüne de iyi bakmalı insan. Kırılıp dökülmeler iyi gelmez zira. Nitekim insan, bugün epey hasta...  Kalem düştü, yere hızla çarptı, dağıldı, hikâyeler dört bir yana saçılıp sahipsiz kaldı. Demek ki bir vakitler yazıdan Babil Kulesi kurmaya niyetlenen kalem, kendi ya