Hepimiz masallarla gönderildik uykulara. Büyüyünce bir baktık ki masal diye anlatılanlar aslında, gerçek diye dayatılanlarmış. Üvey anne üvey babanın aklını çelip Hansel ve Gretel'i ormana bırakırmış. Hansel olmasa Gretel bir hiçmiş. Mutluluk, cadıyı fırına atınca gelirmiş. Zavallı güzel Külkedisi, üvey annesi ve üvey kız kardeşlerinin zulmünden, yakışıklı prensin aşkı sayesinde kurtulurmuş. Uyuyan Güzel'i ancak bir prens "uyandırabilirmiş". Güzel prenses aklını, Püsküllü Prens'e borçluymuş. Rapunzel'i, kurtarıcısı olan prense sadece, upuzun saçları ulaştırırmış. Küçük Denizkızı, prens onu sevip evlenmezse yok olurmuş. Kurbağa Prens'in akıbeti, cadının yüzündenmiş ve onu ancak güzel bir prenses aslına döndürebilirmiş. Prensler görmezse prenseslerin güzelliği beş para etmezmiş! Cadılar ve cahiller hep kadın, kahramanlar ve akıllılar ise hep erkekmiş. Biz böyle bir uykuya inanmadık. Çünkü biliyoruz ki insanlığı uykuy
Edebiyat, sanat, hayat... Duygu Özsüphandağ Yayman